Günlük hayatta satınaldığınız ürünlerin güvenli olup olmadığını nasıl anlarsınız? Mesala giydiğiniz ayakkabı ve oturduğunuz sandalyenin ergonomik uyumluluğu, çocuğunuza aldığınız oyuncakta kanserojen kimyasalların olmadığı, tükettiğiniz gıdalarda yasaklı ve uygun olmayan katkı maddelerin bulunmadığı, günlük giysilerinizde allerjik ve cilt hastalıklarına sebep olacak etken tekstil madde kullanılmadığı, yemek pişirmede kullanılan tencere, tabak, kaşık vb. eşyalarda zararlı bileşenlerin olmadığı vb. birçok çeşidini sayabileceğimiz olumsuzlukların farkına nasıl varabilirsiniz? Eğer konunun uzmanı değilseniz hiçbir zaman anlamanız mümkün değildir, malasef satın aldığınız ürünün markasına, önceki deneyimlerinize, piyasadaki refranslarına güvenmek durumundasınız. Ancak son yıllarda tüketici güvenliği konusunda oldukça olumlu adımlar atılmaktadır. Avrupa Birliğine uyumluluk sürecinde tüketici güvenliği ile ilgili birçok kanun hazırlanmış ve şu an itibariyle yürürlüğe girmiştir. Bunların içerisinde en çok dikkat çekici olan yasa 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun, bu kanunun en önemli özelliği üretici ve dağıtıcalara ciddi sorumluluklar getirmesidir. Kanunun 5.inci maddesi aynen şöyle; Piyasaya arz edilecek yeni ürünlerin ilgili teknik düzenlemeye uygun olması zorunludur. Bu hüküm, kullanılmış olmakla birlikte değişiklik yapılarak piyasaya tekrar arz edilmesi hedeflenen ürünler ile Avrupa Birliği üyesi ülkeler dışındaki ülkelerden ithal edilen eski ve kullanılmış ürünlere de uygulanır. Birinci fıkrada belirtilen hususlarda düzenlemeler yapmaya, sınırlamalar getirmeye ve istisnalar tanımaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Üretici, piyasaya sadece güvenli ürünleri arz etmek zorundadır. Teknik düzenlemelere uygun ürünlerin güvenli olduğu kabul edilir. Teknik düzenlemenin bulunmadığı hallerde, ürünün güvenli olup olmadığı; ulusal veya uluslararası standartlara; bunların olmaması halinde ise söz konusu sektördeki iyi uygulama kodu veya bilim ve teknoloji düzeyi veya tüketicinin güvenliğe ilişkin makul beklentisi dikkate alınarak değerlendirilir. Üretici, güvenli olmadığı tespit edilen ürünün kendisi tarafından piyasaya arz edilmediğini veya ürünün güvenli olmaması halinin ilgili teknik düzenlemeye uygunluktan kaynaklandığını ispatladığı takdirde sorumluluktan kurtulur. Bir ürünün güvenli kabul edilmesi için; ürünün bileşimi, ambalajlanması, montaj ve bakımına ilişkin talimatlar da dahil olmak üzere özellikleri; başka ürünlerle birlikte kullanılması öngörülüyorsa bu ürünlere yapacağı etkiler; piyasaya arzı, etiketlenmesi, kullanımı ve bertaraf edilmesi ile ilgili talimatlar ve üretici tarafından sağlanacak diğer bilgiler ve ürünü kullanabilecek risk altındaki tüketici grupları açısından değerlendirildiğinde, temel gerekler bakımından azamî ölçüde koruma sağlaması gerekir. Daha güvenli bir ürünün üretilmesinin mümkün olması veya piyasada daha az risk taşıyan ürünlerin mevcut olması, ilgili teknik düzenlemede aksi belirtilmedikçe, bir ürünün güvenli olmadığı anlamına gelmez. Üretici, ürünün öngörülen kullanım süresi içinde, yeterli uyarı olmaksızın fark edilemeyecek nitelikteki riskleri hakkında tüketicilere gerekli bilgiyi sağlamak, özelliklerini belirtecek şekilde ürünü işaretlemek; gerektiğinde piyasaya arz edilmiş ürünlerden numuneler alarak test etmek, şikâyetleri soruşturmak ve yapılan denetim sonuçlarından dağıtıcıları haberdar etmek, riskleri önlemek amacı ile ürünlerin toplatılması ve bertarafı da dahil olmak üzere gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Üretici, ilgili teknik düzenlemede belirtilen tüm belgeleri; bu belgeler kapsamındaki son ürünün yurt içinde üretiliyor ise üretildiği, ithal ise ithal edildiği tarihten itibaren ilgili teknik düzenlemede belirtilen süre, bu sürenin belirtilmemesi halinde yetkili kuruluşça belirlenecek süre boyunca muhafaza etmek ve istenilmesi halinde yetkili kuruluşlara ibraz etmekle yükümlüdür. Dağıtıcı, sahip olduğu bilgiler çerçevesinde, güvenli olmadığını bildiği ürünleri piyasaya arz edemez. Dağıtıcı, faaliyetleri çerçevesinde, ürünlerin taşıdığı riskler ve bu risklerden korunmak için alınması gereken önlemler hakkında ilgililere bilgi verir. Üreticinin tespit edilemediği durumlarda, yetkili kuruluşça belirlenecek süre içinde üreticinin veya malı tedarik ettiği kişinin kimliğini bildirmeyen dağıtıcı, üretici olarak kabul edilir. Uygunluk işaretinin veya uygunluk değerlendirme işlemleri sonucunda verilen belgelerin tahrif veya taklit edilmesi, usulüne uygun olmadan kullanması yasaktır. Yukarıdaki kanun maddesini tarifini kısaca özetlersek; Tüm üreticiler ve dağıtıcılar, ürünlerinin uluslararası kanun ve standartlara uygun olduğunu taahhüt etmelidirler ve taahhütlerini yerine getirmekle sorumludurlar. Sorumluluklarından doğan aksi durumlarda kanunun ilgi maddelerince gerekli cezai yaptırımlar uygulanır. Dolayısıyla üretici ve dağıtıcı kuruluşlar her zaman ürünlerinin teknik şartlarının yasalara uygunluğu konusunda kendi içlerinde gerekli önlemleri almak ve bunları uygulamak durumundadırlar. Hedef müşterilerini bu konuda güvence vermelidirler. Tüketicilerde satın aldıkları ürünlerin en başta uluslararası standartlara uygunluğu konusunda emin olmalıdırlar, sorumluluklarını yerine getirmeyen üretici ve dağıtıcılar için gerekli yasal haklarını aramalıdırlar.


Paylaş: